Yapay zeka konularına girmeden önce zekanın tanımları konusunda bazı özet bilgiler vermemiz yerinde olacaktır. Zeka, psikoloji ve nöroloji alanında çalışan bilim adamları tarafından çok çeşitli şekillerde tanımlanmaktadır.
Zeka, bilgi alma ve onu gerektiğinde kullanabilme, çeşitli bilgi parçaları ile ilişki kurabilme ve tüm bu parçaları birleştirerek sonuca ulaşabilme kabiliyetidir. Bir insan parçaları birleştirme işinde ne kadar başarılı olursa o kadar zeki olarak nitelendirilmektedir.
Yapay zeka, insanlarda zeka ile ilgili zihinsel fonksiyonları bilgisayar modelleri yardımıyla inceleyip bunları formel hale getirdikten sonra yapay sistemlere uygulamayı amaçlayan bir araştırma alanıdır. “Yapay zeka” terimi ilk olarak önemli yapay zeka programlama dillerinden biri olan LISP’i geliştiren ve yapay zeka alanındaki öncülerden biri olan John McCarthy tarafından 1956 yılında ortaya atılmıştır.
Yapay zeka terimi, her ne kadar bilgisayar programlarında kullanılan yapısal mantık tekniklerini, yeni arastırma prosedürlerini ve bilgi temsil metotlarını tanımlamakta yetersiz olsa da iyi düsünülmüs bir kavramdır. Diğer taraftan “zeka” terimi, bilgisayar programlarının içinde olan ve tecrübeyi ima etmektedir. Bu zeka programları, insani problem çözme tekniklerinin bilgisayara kısmen aktarılabilmesi çabasından dogmustur. Dolayısıyla yapay zekan, insanlar gibi “anlayan”, “akıl yürüten” ve “yorum yapan” makineler üretmeyi gaye edinen bir arastırma disiplinidir.
|