Uzayda Robotlar
Güneş sistemimizdeki gezegenlerden bilgi toplamak için kullanılan öncü uzay araçları bazan uzaktan kumanda ile, bazen de kendi başlarına kararlar alabilen ilk uzay robotlarıdır. Bu kapsamda önemli görülen uzay araçları ve yönlendirildikleri gezegenler şunlardır; Mariner 2 (1962, Venüs), Venera 7, Venera 13 (1982, Venüs), Mariner 10 (1974, Venüs, Merküri), Pioneer Venus(1978, Venüs), Magellan (1989, Venüs), Viking 1 ve Viking 2 (1976, Mars), Mars Global Surveyor (1996, Mars), Pathfinder ve Sojourner isimli gezer robot (1997, Mars), Pioneer 10 (Asteroid, Jüpiter), Pioneer 11 (1979, Satürn, Titan), Voyager 1 ve 2 (1986, Satürn, Uranüs), Galileo (1989, Jüpiter),Cassini (1997, Satürn).
İnsansı Robotlar
Son yıllara kadar bilim ve teknoloji dünyasında popüler olan robotlar, C3P0'dan ve filmlerde gördüğümüz robotlardan çok farklıydılar. Bu robotlar, insana hiç benzemedikleri gibi zekaları da insan zekasına göre çok zayıftı. Son yıllarda yaşanan işlemcilerin hız ve kapasiteleri üzerindeki önemli gelişim, yapay zeka ve mekatronik alanındaki gelişmeler, iki bacaklı yürüme mekanizmaları üzerindeki araştırmalar, ve robotik görüntüleme sistemlerindeki ilerlemeler artık insansı robotlar üzerinde araştırmalar yapılmasına izin vermiş ve ileride bu yönde ciddi gelişmeler olabileceğini göstermiştir. İnsansı robotların yapılması teknolojik gelişmelere bağlı olmakla birlikte, bunun ötesinde insan taklit edilmeye çalışıldığı için, insanın zeka, psikolojik, ve fonksiyonel olarak çözümlenmesi gerekmektedir. Bu yüzden insan beyni, psikolojisi ve anatomisi üzerinde yapılan çalışmalar insansı robotların tasarımında ve yapımında çok büyük önem taşırlar. Bu konulardaki gelişmeler insansı robot yapımına büyük katkılarda bulunmuştur ve bulunmaya devam etmektedir.
Şu anda dünyada en çok bilinen insansı robot, Honda firmasının yapmış olduğu Asimo'dur. Asimo yaklaşık olarak 20 yıllık bir çalışmanın ürünüdür. Asimo insan gibi yolda yürüyebilen, basamak çıkabilen ve bir eşyayı bir yerden bir yere taşıyabilen bir robottur ve insansı robotların geldiği son noktayı bizlere göstermektedir.
İnsansı robotların, Asimo'da olduğu gibi insan gibi görünmenin, yürümenin ve basamak çıkmanın yanısıra, insan gibi tepki vermesi de beklenmektedir. Üzüntü, sevinç, kızgınlık, şaşkınlık, mutluluk, heyecan, vb davranışlar artık robotlar için de kabul edilen iletişim ve davranış biçimleri olmuştur. Robotların bu tepkilerini karşı tarafa, insanlara ve diğer robotlara ifade etmeleri gerekiyor. Asimo tasarımı gereği bir astronotu çağrıştırdığı için kızma duygusu olsa bile bunu karşı tarafa belli etmesi çok zor. Aslında burada iki tane sorun olduğu ortaya çıkıyor. Birincisi robotun sevinme, kızma ve şaşırma gibi tepkileri hissetmesini sağlamak, diğeri de bunları karşı tarafa gösterebilmek.
MIT Üniversitesi, Yapay Zeka Laboratuvarı'nda yapılmakta olan Kismet adlı, ayakları olmayan sadece kafadan oluşan insansı bir robot, bu tepkileri verebiliyor. Kismet, Asimo'dan farklı olarak insan gibi bir yüze sahip ve yüzü sayesinde de kızdığını, sevindiğini ve üzüldüğünü gösterebiliyor. Kismet üzerine takılmış olan mikrofon sayesinde sesleri işitebiliyor ve kamera sayesinde çevresini görebiliyor. Bu mikrofon ve kamera çok güçlü hesaplama gücü olan bilgisayarlara bağlı ve bu bilgisayarlarda çalışan ve yapay zeka yöntemleri içeren denetim programları Kismet'in etrafında gelişen olayları algılamasını sağlıyor. Kismet etrafındaki duruma göre ses çıkarıyor, kafasını ve kulaklarını oynatıyor, gözlerini çeviriyor, bir başka değişle tepkisini çevresine gösteriyor. Kismet'in tepkilerinin nasıl olması gerektiği programlanırken bir çocuğun annesine verdiği tepkilerden yola çıkılmış ve bunda da başarılı olunmuş.
Aslında insansı robotlarla ilgili son noktayı ünlü yönetmen Spielberg Yapay Zeka (A.I.) adlı filminde koymuştu. Filmde tamamen insan görünümlü bir robot çocuk başrolü oynamış ve hepimizi sonunda ağlatmıştı
İnsansı robotlar üzerindeki çalışmalar daha çok uzun süre devam edeceğe benziyor, kimbilir belki Yapay Zeka filminde olduğu gibi belki bizlerin de robot çocukları olabilecek ve çok yaramazlık yaptıkları zaman onları kapatıp sonra tekrar çalıştırabileceğiz. İnsansı robotların bu şekilde hayatımıza girmeye başlamasıyla da Asimov'un ünlü "Robot Yasaları"nın devreye girmesi gerekecek!
Mini Robotlar
Mühendislik teknolojisinde öne çıkan önemli bir teknolojik gelişim ve eğilim; ürünlerin giderek küçülmesi, veya batı dillerinde kısaca "minyatürleşme" olarak adlandırılan süreçtir. Ürün boyutlarının küçülmesi son 10-15 yılda yaşanan ve teknolojik gelişimi temelden etkileyen önemli bir olgudur. Bu olgu sadece varolan ürünlerin boyutlarının küçülmesi olarak düşünülmemeli, küçülen makina ve ürün boyutları, ve buna bağlı olarak gelişen teknoloji ile daha önce tasarım ve üretimi mümkün olmayan, ve hatta düşünülemeyen yeni makinalar ve sistemler de tasarlanmış ve gelişmiştir. Özellikle elektronik ve bilgisayar teknolojisindeki gelişmeler, ve bilgisayar, havacılık ve uzay endüstrisinin talepleri sonucu minyatürleşme sürecinde bugünkü konuma ulaşılmıştır. Minyatürleşme sürecini etkileyen ve gelişmesini sağlayan başlıca üç temel konu görülmektedir:
1. Metalurji mühendisliği ve malzeme bilimindeki gelişmeler sonucunda olağanüstü özelliklere sahip ileri malzemeler üretilmiştir. Özellikle uzay ve havacılık endüstrisinden gelen bu malzemeler çok pahalı olduklarından kullanılabilir olmaları için makina ve makina elemanlarının boyutlarının küçültülmesi gerekmiştir. Bu malzemelerin yüksek dayançlı olmaları nedeni ile küçük boyutlarda kullanılmaları sorun yaratmamıştır. Ancak alışılmış yöntemlerle işlenemeyen bu malzemelerin işlenebilmesi için "alışılmamış imalat yöntemleri" olarak adlandırılan yöntemler geliştirilmiştir. Bunun sonucu olarak artık işlenebilen özelliğe kavuşan olağanüstü nitelikli malzemeler giderek çoğalmış ve yaygınlaşmıştır
2. Elektronik endüstrisinde transistörün icadı ile başlayan bir dizi yeni ürünün, o dönemde bilinen yöntemlerle seri üretimi mümkün olmamıştır. Bu amaçla yeni yöntem arayışları sonunda gelişen imalat yöntemleri, o günlerde beklenenden daha iyi sonuçlar vererek elektronikte minyatürleşme sürecini başlatmıştır. Parça boyutlarının küçülmesi ile azalan imalat giderleri sonucu, yeni geliştirilen imalat yöntemlerinin gelişme süreci büyük bir ivme kazanmıştır. Bunun da bir sonucu olarak minyatür parça üretimi çok ucuzlamış, hızlanmış ve yaygınlaşmıştır.
3. Olağanüstü özelliklere sahip yeni malzemelerin, olağanüstü küçük boyutlarda ve şekillerde imalatının mümkün olması, tasarım mühendislerine yeni ürünler geliştirilmesi konusunda geniş ufuklar açmıştır. Giderek artan ürün çeşitleri, yeni ürün taleplerini de arttırarak, giderek artan ve hızla parasal kaynağa dönüşebilen bir potansiyel yaratmıştır.